Her ne kadar hayatı boyunca popüler dünyadan uzak kalmaya çalıştıysa da sıra dışı yeteneğinin kaçınılmaz şekilde patlama yapması 2002 yılındaki Karayip Korsanları: Siyah İnci'nin Laneti filmiyle gerçekleşti
Oynadığı her filmde bambaşka bir karaktere bürünmesi ve her zaman, "oyuncuyum diyenin" altından kolay kolay kalkamayacağı rollerin üstesinden en iyi şekilde gelebilmesi, şöhret basamaklarını her tırmanışında geriye inme çabasına rağmen sonunda hayranları onu zoraki de olsa zirveye çıkardı.
Asıl adı John Christopher Depp Jr. olan Johnny Depp, 1963 yılının 9 Haziran günü ABD'nin Owensboro eyaletinin Kentucky şehrinde dünyaya geldi. 12 yaşında matematik öğretmenine poposunu gösterdiği için okuldan atıldı. Şimdilerde bu kendisine sorulduğunda ise cevabı; Öğretmenim o kadar şiddetli hakaret ediyordu ki, tek yapmam gerekenin arkamı dönüp pantolonumu indirmek olduğunu düşündüm" oldu.
Okuldan ayrılarak yaptığı yanlışın farkına varıp okula dönmek istediğinde ise okul müdürü ona: "Sen müzik yapmayı seviyorsun git onunla ilgilen" diyerek okula dönmesine izin vermedi. Belki de Johnny Depp'in Johnny Depp olmasını sağlayan en önemli etken bu oldu. Johnny Depp için artık tek bir hedef vardı; bir rock yıldızı olmak. Arkadaşlarıyla garaj gurubu kurdu; fakat çok geçmeden bu gurup dağıldı.
Her şey 1984 yılında ilk eşi Lorry Anne Allison'ın onu Nicholas Cage ile tanıştırmasıyla başladı. Cage, Johnny Depp'teki yeteneği görmüş olacak ki oyunculuk yapması konusunda ısrar eder fakat Depp'e göre oyunculuk para kazanmak için yapılacak bir meslektir ve o yıllarda ilk sinema filmi olan Wes Craven yönetmenliğindeki Elm Sokağında Kabus ile beyaz perdeye adımını atar; fakat adını 21 Jump Street isimli televizyon dizisindeki polis rolüyle duyurur. Bu dizideki performansından sonra ortaya çıkan popülerlikten rahatsız olup 3. yılında diziden ayrılır.
John Waters'ın yönettiği Cry Baby (Sulugöz) filminde yine onu ikon haline getirecek, genç kızları kendine hayran bırakan aykırı bir rolle çıkar seyirci karşısına. Sonraki yıllarda oyunculuğunu önemli ölçüde etkileyecek ve yön verecek olan, bugüne kadar sekiz projede birlikte çalıştığı Tim Burton'la tanışır ve 1990 yılında bu iş birliğinin ilk filmi olan Edward Scissorhands'i (Makaseller) çekerler. Makaseller filminde ellerinin olması gereken yerde makaslar olan bir kuklanın dramını izleyiciye çok iyi bir şekilde yansıtır. Üç yıl sonra Benny and Joon filminde jest ve mimiklerine hayran bırakan bir performans ile sessiz film yıldızlarına selam gönderir. Aynı yıl What's Eating Gilbert Grape (Gilbert'ın Hayalleri) filminde gencecik bir Leonardo DiCaprio ile -ki DiCaprio'nun performansı belki de bu güne kadar oynadığı tüm filmlerdeki en iyi performansıydı- bir kasabanın marketine tıkılıp kalmış, aşırı şişman bir annesi ve akıl sağlığı yerinde olmayan küçük kardeşi (DiCaprio) ile yaşayan ve bu yüzden ailesine bakma yükümlülüğünde olan bir karakteri canlandırır. 1994 yılında yine Tim Burton'la, hayatı boyunca başarısız filmlere imza atmış ancak asla coşkusunu yitirmeyen bir yönetmen olan Edward D. Wood Jr.'ın biyografi filmi olan Ed Wood filmini hayata geçirirler.
Depp, sadece aykırı rolleriyle değil birlikte rol aldığı usta aktörlerle de filmografisini genişletmeye devam eder. Marlon Brando ile Don Juan De Marco filminde rol alırken diğer bir usta isim Al Pacino ile de Donnie Brasco (Köstebek) filminde bir araya gelirler.
Roman Polanski'nin 9. Kapı filminde şeytanın yazdığı bir kitabın peşine düşen bir kolleksiyoneri canlandırır. 1998'de Tim Burton yönetmenliğinde çekilen Sleepy Hollow (Hayalet Süvari) filminde enteresan cinayetlerin işlendiği Sleepy Hollow kasabasına
cinayetleri çözmesi için gönderilen Ichabod Crane karakterine hayat verir.
Yıl 2003 olur ve Johnny Depp popülaritesinin tavan yapacağı, gişe filmlerinin yapımcısı Jerry Bruckheimer'ın Karayip Korsanları: Siyah İnci'nin Laneti filminde rol alır. Çekimlerden önce Depp rolü istediği gibi bir karaktere bürümesi şartı koşar ve Rolling Stones'un gitaristi Kieth Richards'tan esinlenerek oluşturduğunu söylediği Jack Sparrow ortaya çıkar. Fakat Disney yetkilileri bu role; karakterin "gay mi yoksa sarhoş mu belli değil" gibi bir düşünceyle sıcak bakmazlar fakat filmden ilk görüntüler yayınlandığında seyirciden gelen olumlu tepkilerle çeneleri kapanır. Hele ki filmin gişede sağladığı başarı ile dillerini yutmuş dahi olabilirler. Film, Johnny Depp'in rolüyle karizmasının doruklara ulaşmasını sağlar ve bu rol Depp'e En İyi Erkek Oyuncu Oscar adaylığı getirir fakat ödülü Gizemli Nehir filmindeki performansıyla Sean Penn'e kaptırır. Seyircinin Jack Sparrow'a bayılmasından sonra film seri haline gelir. İkinci ve üçüncü film eş zamanlı çekilmeye başlar. İkinci film Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı ve üçüncü film Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu da gişede müthiş bir başarı elde eder ve birkaç yıl sonra Orlando Bloom ve Keira Knightley'nın yokluğunda 4. film olan Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde çekilir. Johnny Depp artık bir ikondur ve popülaritesine boyun eğer. People Dergisi tarafından Yaşayan En Seksi Erkek seçilir.
Her ne kadar bir ikon haline gelse de Tim Burton'ın tekliflerini geri çevirmez ve Charlie'nin Çikolata Fabrikası, Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi, Alice Harikalar Diyarında ve Karanlık Gölgeler filmlerinde rol alır. 2005 yılındaki Charlie'nin Çikolata Fabrikası filminde küt saçları, kocaman gözlükleriyle çikolataya alerjisi olan bir çikolata fabrikası sahibini oynar. Sweeney Todd müzikaliyle yine karizmatik bir role bürünür fakat intikam almak için yanıp tutuşan bir katildir. Alice Harikalar Diyarında'da Çılgın Şapkacı'yı, Dark Shadows filmiyle de orta çağdan günümüze gelen bir vampir olan Barnabas Collins olarak karşımıza çıkar.
Karayip Korsanları: Siyah İnci'nin Laneti filmiyle ilk Oscar adaylığı alan Depp daha sonra Peter Pan'in yazarı James M. Barrie'nin Peter Pan'i yazma sürecine odaklanan film olan Düşler Ülkesi'ndeki rolüyle ve son olarak da Sweeney Todd'daki performansıyla Oscar'a aday olur fakat her defasında eli boş döner.
Depp günümüz diğer popüler aktör ve aktrisleriyle bir araya gelmekten kaçınmaz. Son Batman Christian Bale ile birlikte rol aldığı Halk Düşmanları filminde 1925'li yılların gangsteri John Dillinger rolünü üstlenir. Antonio Banderas, Salma Hayek, Eva Mendes ile Bir Zamanlar Meksika'da filminde, Angelina Jolie ile birlikte de Turist filminde rol alırlar. Sadece büründüğü karakterlere değil Ölü Gelin, Rango gibi animasyon karakterlerine de sesiyle hayat verir.
Hayatı boyunca filmlerinin yanında özel hayatıyla da dikkat çeken bir isim olmuştur Johnny Depp. Sevgilileri, kavgaları ve asi duruşunun yanında Venessa Paradis'den iki çocuğu olan naif de bir babadır aynı zamanda. Jack Sparrow kostümleriyle hasta çocukları ziyaret etmiş, onlarla vakit geçirip fotoğraflar çektirmiştir ve kızının hayatını kurtaran hastaneye milyon dolarlar bağışladığı söylenir.
Son günlerde oyunculuğu bırakacağı söylenen Depp'i daha uzun yıllar izlemeyi umuyor ve sonuna kadar hak ettiği Oscar'a en kısa zamanda kavuşmasını diliyorum. Tabi belki Oscar kazanıp kazanmamak zerre kadar umurunda da olmayabilir.
Kahve Diyarı Dergisi, Aralık-Ocak Sayısı, Sineprofil, Sayfa 72-77, 3 Aralık 2013